Bizans İmparatorluğundan Osmanlı Beylerbeyliğine: Murad Paşa ve Camii


Aksaray Meydanı Murat Paşa Camiinden bahsedecek olursak değinmemiz gereken ilk konu Paleologos Hanedanından bahsetmek gerekmektedir. İstanbul tarihinde yaşanan en acı olaylardan biri 1204’te yaşanan Latin İstilasıdır. Kudüs’ün 1189’da Selahaddin Eyyübi tarafından feth edilmesi bütün Hristiyan dünyasını şaşkınlığa uğratmıştır. 1200’lerin başında zamanın papası Inneocentus’un teşvikiyle Kudüs üzerine bir haçlı seferi planlandı. Ancak plan Doğu Roma’da yaşanan taht değişikliğinden oldukça etkilendi.

1195’te tahttan indirilen İmparatorun oğlu Prens Aleksios, hapisten kaçıp Venedik’e gelmiş ve babasının yerine geçmiş olan 3 Angeles’a karşı Venedikliler ve diğer haçlılardan yardım istemişti. Bunun üzerine haçlılar Kudüs’ten vazgeçerek İstanbul’u işgal ettiler ve 1204- 1261 yılları arasında İstanbul’a tarihinde en büyük azıyı yaşatacak olan Latin istilası başladı. Bu istila 1261 yılında Paleologos hanedanının İstanbul’a hâkim olması ve Latinleri tahttan uzaklaştırması ile son bulur. Bu aile 192 sene İstanbul’un fethine kadar İstanbul’u yönetecektir.

İstanbul'un Latinler Tarafından İşgalini Gösteren Çizim


Zaman ilerler ve Fatih İstanbul’un kapılarına dayandığında tahtta bulunan kişi 11. Konstantin’dir. Konstantin’in bizim açımızdan önemli olan bir özelliği erkek evladının bulunmamasıdır. Taht’ın devamı söz konusu Bizans’ın yeni İmparatoru olacak kişi 2 erkek yeğenidir. Ancak bu durum gerçekleşmez ve İstanbul bizim tarafımızdan feth edilir ve 11.Konstantin feth sırasında ölür. Tahtın varisi durumundaki 2 yeğeninin de kaderi o andan itibaren oldukça büyük bir değişime uğrar. Her ikisi de Enderun’a verilir ve bir Türk-Müslüman terbiyesi ile yetiştirilir ve ilerleyen yıllarda devlet kademelerinde önemli görevler alırlar.

Mireloin Kilisesi- Bodrum Camii


Bu yeğenlerden biri Mireloin Kilisesini Camiye çeviren ve Gelibolu Beylerbeyliğinden Sadrazamlığa kadar pek çok görev alan Mesih paşa ve diğeri de Yine Fatih’in sadrazamlığını yapan, Otlukbeli savaşında şehit olan ve şu anda yanında bulunduğumuz cami gibi pek çok hayır eseri yaptıran Has Murad Paşa’dır. Bizans devam etse İmparator olacak olan 2 kardeşin Osmanlı Devletinde Sadrazamlık gibi önemli görevlere getirilmesi ve hayır eserleri yaptıracak seviyede İslamiyeti yaşamasını düşününüz.


Mireloin Kilisesi- Bodrum Camii
Yapının özelliklerine geçecek olursak kapının kemer aynasında yer alan Arapça kitâbeden 874 (1470) yılında yapıldığını görürüz. Câmi, medrese, imâret ve hamamdan müteşekkil külliyenin medresesi Murad Paşa’nın Otlukbeli seferi sırasında şehid olmasından sonra tamamlanmıştı. Duvarları kesme taş ve tuğladır. Fatih devrinden sonra tuğla kullanılana nâdir camilerden biridir. Murad Paşa Camii, erken Osmanlı plân tipinde Bursa’da gelişmiş olan ters T Plân türünde bir yapıdır.


Murad Paşa Külliyesi Vaziyet Planı


Camii bir külliye olarak inşa edilmiştir. Ancak günümüze yalnızca kendi gelebilmiştir. Günümüzde mevcut olmayan medrese caminin batısında yer almaktaydı. XX. yüzyılın başına kadar bazı onarımlar geçiren kagir yapı 1885'te yıktırılıp ahşap olarak yeniden yaptırılmış. on iki olan oda sayısı yeni yapıda on altı olmuş, sonradan köşe odaları üzerine birer oda daha yapılarak sayı on sekize çıkarılmıştır. Bina 1918 yı­lında hem Harikzedelere barınak hem de aşevi olarak kullanılmıştır. Alçak revaklı olduğu bilinen medresenin kitabesi günümüzde Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde bulunmaktadır. İmaretin yeri ve planıyla ilgili bir bilgi yoktur.

Doğusunda yer alan hamam ise yine daha sonraları ortadan kalkmıştır. Horhor veya Aksaray Hamamı adları ile yer alan çifte hamam İstanbul'un en büyük ve eski su yapılarındandır. Son yıllarda metro inşaatı için yapılan kazılar sırasında bugünkü yol seviyesinden yaklaşık 3 m. kadar derinde hamamın cehennemlik denilen alt yapısı ortaya çıkmıştır.

Murad Paşa Camii


Kuzey Cephede 1957'de yıktırılan ve 1964 yılında cami avlusunun kuzeyinde yeniden kurulan Oğlanlar Tekkesi'nin türbe-sebil-çeşme grubu mermer cephelidir. Sebilde ortada yuvarlak kemerli iki pencere ve iki yanında daha dar birer pencere olup bunlar aynı zamanda türbenin hacet pencereleridir. Yapıyı üstte yivli bir kuşak dolaşmaktadır. Cephede Kadir'i güllerinin dikkat çektiği ampir üslüptaki yapı 1870-1871 yılına tarihlenir. Türbede tekkenin ilk banisi Yakub Ağa ile Olan Şeyh İbrahim Efendi'nin de içinde bulunduğu bazı şeyhler yatmaktadır. iki yanda iyon başlıklara sahip ikişer sütunla sınırlanan çeşmenin kıta besi 1874 tarihlidir.


Murad Paşa Camii




Yine avluda yer alan XVI. yüzyılın başına tarihlenen Ş'irmerd Çavuş Türbesi eskiden Haseki Hastahanesi önünde yer almaktaydı. Millet caddesinin açılması sırasında yerinden sökülmüş ve cami avlusuna taşınmıştır. Bu yapı ile Cami Yıkılan Osmanlı eserleri için adeta sığınak haline gelmiştir. Dikkatinizi çekerse Murad Paşa Camii’nin gerisinde pek fazla tarihi eser maalesef günümüze ulaşmamıştır. Bu bağlamda Murat Paşa Camii adeta bir set olmuştur.

Minare-Kaidesinde iki güneş saati bulunan minaresi, girişin sağındaki kanada bitişik durumda, kalınca gövdeli ve istalaktit şerefelidir.


Murad Paşa Camii
Haziresi ise oldukça önemli zatlara ev sahipliği yapmaktadır. Caminin güneyinde yer alan ve Sadrazam Mesih Paşa. Kara Davud Paşa. Şeyhü­lislam Pir'izade Osman Sahib Efendi, Altı­ parmak İbrahim Efendi gibi önemli şahısların gömüldüğü hazirede farklı yüzyılların tezyinat anlayışını aksettiren mezar taş­ları dikkati çekmektedir. Bunun yanında yeni gelinken ölen bir kadının, duvak ve saçının yontulmuş mezar taşı vardır.




Şeyhülislâm Pîrîzâde Osman Sâhib Efendi’nin Kabri




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1894 Depreminin 124 Yıl Sonra

Reşat Ekrem Koçu ve Yarım Kalan Bir Ansiklopedi Macerası